Daha önce benzer bir yazı yazmıştım iki senedir birbirine benzer yazgıları olan Fenerbahçe ve Galatasaray için. O yazı için buyrun. Bu senede uefa'da ter döken ve hemen hemen aynı günler de maçlar yapan zıt kutupların maçlardaki rahat skorları ve de zor kazanmaları da o yazıyı beni korkutur derecede doğruluyor mu? (Reklamı geçiniz) Çiçeği burnunda başkan oğul Gökçek başkanlığındaki ilk maçında rotasyonun doktorasını yapmaya çabalayan Rijkaard'lı Galatasaray'a yine iyi  dayandı. Ama kötü gününde olan Baroş ve Elano'nun yerine Kewell ile Nonda girince Rotasyona bağlayıverdiler. Sanki bir sınavdı bu. Sanki bir ölçüttü. Görünen köy ise başarı oldu. Yeşil sahaları terk edelim şimdi. Oğul junior fena halde asabımı bozdu maç sonunda. Ya sen gencecik yaşta başkan olmuşsun. Ama ne olma oralara hiç girmeyelim. O kısmı geçelim hazımsızım hala. Ve yanında hem baban var hem de Cavcav. Sen kalkıyorsun ve de fors atıp elini kolunu sallayıp ayağa fırlayıp ordan saydırıyorsun, söylenip duruyorsun. Kimsin vede kimsiniz siz allah aşkına bana bi deyverin ya. Tekel misiniz arkadaş? Neyin nesi, hangi şişenin kapağısın? Sen geldiğin yeri ne zaman hakettin de dayılanıyorsun. Bir çaba sarfedip başarıp da gelen birisi de bunu yapmamalıyken buna noluyor? Futbola karışma be siyaset, bırak şu evrensel zevkimizi düş yakamızdan..