Enfes bir film izledim bugun. Başlığa paralel şunu sormak isterim, bizler neden sinemaya gidiyoruz. Öncelikle zaman öldürmek yada yapacak başka bir şey bulamayıp değişiklik arayanlardanım diyorsanız sizi en üst köşedeki kırmızı çarpı işaretine hemen alalım lütfen. Sinemayı acaba bu dünya'dan yada içinde bulunduğumuz psikolojiden bir süreliğine ayrılmak için mi izleriz? Yeri geldi sanatın en popülist ve erişilebiliri olduğu için mi? Popülizm tabiri sinemaya biraz acımasızca oldu farkındayım. Evet aslında bu bulanıklıklar ve sorgulamalar film çıkışı baş gösterdi zatalimde. Başta yazdığım gibi gerçekten de bir başyapıt izledim. Belkide bu senenin en iyi filmi olarak kalacak bende, nitekim daha filmin ilk yarısına gelmeden bu düşüncelere ulaşmıştım bile. Bu daha önce olmamıştı. Bazen iyi filmlerden kendini kötü hissettiğin ve filmin içine giremediğin için anlayamaz ve zevk alamazsın. Sanırım kendimi iyi hissttiğim günlerden biriydi ve filmin enfesliğinide farkedebildim önemlisi filmi yaşayabildim. Filmin bir hayli uzun ve herkesime hitap eden bir film olmadığını belirtmeli. Nitekim korku filmlerini aratmayacak şiddet sahneleri var. Zaten sinema bu haliyle bile kitle çeşitliliğini ve hayatı resmediyor. Film öylesine güzel bir oyunculuk performansıyla başlıyor ki müthiş. Sonraki oyun performanslarıda birbirinden ustaca olduğundan ötürü ''sinema nedir nasıl yapılır''a kadar değinmiş bulundum. Nasıl bulmayayım ki, Brad Pitt bile sönük kalmış ki sönük kalmış dememdeki etken Pitt'in etkisizliği değil diğer oyuncuların aşağı kalmamalarından kaynaklı. Pitt arzı endamını sunuyor gene merak etmeyin. O kadar iyi mizah anlayışı var ki filmde bu yıl aynı zamanda en çok güldüğüm filmlerden de biri oldu aynı zamanda. Fakat filmin aslında biraz western biraz da şiddet içerikli olmasıda  bir hayli ironik düşüyor, -ki bu durum ayrı bir çekici durum akabinde, nasıl olur demeyin lütfen. Filmde Alman nazilere ateş püskürülürken amerikan soysuzlar çetesi de dinsizin hakkından imansız gelire soyunuyor. Ayrıca ailesi ölen yahudiyi oynayan soğuk fransız aktrist ise çok hoş. Nazi albayı rolündeki Christoph Waltz (Cannes’da en iyi erkek oyuncu seçilmişti) ise muhteşem bir performans çıkartmış. Filmin sonu her ne kadar malum sonlardan biriysede saygımızı gösterelim ve susalım.