Bir kaç iyi adam! 4-2


     A few good man 1992 yılının içinde gerilim, polisiye, suç, dram barındıran meşhur filmi. Neyse ki bu akşam ki milli maçta filmin türüne ve ismine nazire yapmalarına rağmen bize dram yaşamatdılar. Başrollerde Tom Cruise pardon Arda turan olmak üzere Tuncay Şanlı ve Emre'nin iyi oyunculukları bana bu filmi anımsattı. Neden gerildik ama bi taraftan da iyi kovaladık(bu polisiyeye girdi) suç kısmında kim öncüydü; ben Kazım'ın faydasız varlığı ile biraz Volkan'ın topu oyuna kötü sokmalarını bu katogoriye sokabilirim.

     Arda Turan bizim altın çocuğumuz. Ya bitireceğiz bu çocuğu yada çıkaracağız dünya vitrinine. Hiç bir türk futbolcu dünya yıldızı olmaya bu kadar ümit bağlatmamıştı kendisine. Yetenek, özgüven, zeka ile  üçlemesini tamamlayınca bu çocuk hakikatende Türk'mü dedirtiyor. Bir Sercan'ın, bir Kazım'ın, bir Ceyhun Gürselam'ın çıkışları şansları yardımıyla olabilir. Ama bu çocuğu keşfetmek dünya'nın en maharetli işi olmamalı. Ve onun ilerde iyi futbolcu olacağını düşünmesi o hocayı asla yetenek avcısı yapmayacak. Çünkü bizim kasiyer memet abi bile bu tespitte bulunabilirdi. Gelecek planlamasında ona en uygun ülke ise İspanya olmalı. Gönlümde Barça var. İtalya-Milan ise plase şu an itibariyle. 

     Maça hızlıca girip çıkarsak Estonya'nın çok ta kapanmadığını düşünüyorum. Terafime gitmeme mani olan ve günahıda maçın saatini belirleyen Fifa'dan Blatter'ın boynuna varsaydığım bu maçta sanki bir lider sorunu yaşıyoruz. Emre ile Hamit'in bu vasıfa girmeye çalıştıkları hatta birbirlerine çoğu duran topta bozulduklarını bile görebildik. Hamit her ne kadar taa Bayern'den geliyorum ''borumu bu'' deyip sadece topla ''seni ben kullanıcam'' diye konuşarak, Emre'ye göndermelerde bulundu. Emre ise klasik kafasını tabir yerindeyse formasından içine sokup bir nevi guguman kuşuna büründü. Neyse ki yeni ''kırmızı '' olan reisimiz hırsını beklenmedik şekilde çimlere kötü bakışlar fırlatarak çıkarmasını bildi. Fair play ise şimdiye kadar aklın neredeydi diye veryansın etti. Sinir meleklerinde ise işler kesattı, ilerleyen maçlara bakıcaz diyorlardı. Emre ve sinirlerini geçip Tuncay'a da biraz değinelim. Aslında bazen bam güm oynayıp beni dumurdan dumura süreklesede bugun kü maçta çok güzel goller attı. Şahsen halı saha maçlarında  öyle goller atmayı çok isterim attığım zamanda iki gün kendimle gurur duymakla geçiririm :)) Hamit sorumluluğu almak istiyor, ama çok yönlü olamadığı için elinden gelen bu, yinede arkadaşlarına iyiki yanımızdasın dedirtiyor. Kazım'a bi daha gelicem, Sabri ne ise 2 Kazım'da o benim için. Neden varsın, sen buralara nasıl geldin diye hiç kendisine kızmıyorum. Sende suç yok kazım valla yok. Volkan abimiz adeleli vucudu ve ayrodinamik ayaklarıyla topa nasıl yarım vurduğunu ve akabinde golü yediğimizi düşünüyorum şimdi. Bence ekranda action-man gibi görünmeyi seven bu kalecimiz topa vururken fotojenik görünmek adına bazen ıska vuruşlar yapabiliyor. En azından bu hataların  ölüme davetiye çıkarmıyor.(bknz:kapalı trübün-biraz ağır mı oldu ne)

     Yakın zamanlarda ''Biz kimseden bir şey öğrenmeyiz bir şeyler öğretiriz'' gibi literatüre geçen sözler sarfeden sayın Terim ise Carlone tarzı tiplemelerini sürdürsede maçın dengesi bizim lehimize dönüşünce Alfred'e nispet yapmaya devam etti. Uzun lafın kısası bağlayalım, Güney Afrika vuvuzella'na rağmen söz vermeyelim ama geliyoruz sana..

1 [ YORUM YAZ ]:

İlkin Nasirov dedi ki...

Tutkiye cok iyi mac yapti. ama bu defansla Bosna hersek karsisinda isi zor valla ...