Süper Lig'de "derbi haftası" olarak nitelendirilen 10. hafta, favorilerin kazandığı hafta olarak da göze çarparken, tek sürprizi hükmen Ankaraspor galibiyeti hariç galibiyeti olmayan Kasımpaşa yaparken, Sivas da üç haftadır yaşadığı enerji birikimini Gaziantep karşısında pa

tlatıyordu...

Derbiden başlayacak olursak Galatasaray kötü değil, hiç oynayamadı... Keita biraz oynuyordu ki, onun da gözü şişti sonra da kırmızı kart gördü zaten... Biraz da Hakan Balta iyi oynadı... Fenerbahçe de ise, Daum'un akıllı tercihi olarak nitelendirebileceğimiz Kazım tek santrafor olarak Galatasaray'ın defansını dağıttı... Carlos sol kanatta at koşturdu... Alex ise gene yürüye yürüye oynadı ve bu ligdeki temponun ne kadar düşük olduğunu göstererek iki gol attı...

Beşiktaş, gene bir attı üç aldı... Nereye kadar gidecekler cidden bilmiyorum! Zira, Es-Es'teki eksikler Beşiktaş'tan çok ve ciddiydi. Herkesten önce Ragıp ve Youla yoktu... Beşiktaş golü atıyor, o rahatlıkla top çeviriyor... Bir gün ciddi bir rakip çıkıp gol bombardımanına tutarsa sonra Denizli'yi suçlamasın kimse... Yıldırım Demirören, başkanlık seçimi yaklaştıkça hamlelerini artırıyor ayrıca... Taraftara otobüs ve basketbol maçında bilet vermeyen Demirören'e gene, gene ve gene tepki vardı... Yeteeeer, Çarşı, yeteeeer!

Trabzonspor, Kayseri'nin "Arıza"sını tamir etti... Ariza Makukula gene gol attı ancak bu sefer gülen taraf ilginç bir şekilde Trabzon oldu... Yattara 28. dakikada alınırken ıslıklanınca ağlamış... Daha ne bekliyor ki? Ben Yattara'nın üç yıldır oynadığını görmüyorum doğrusu! Daha doğrusu "düzenli bir şekilde" oynadığını görmüyorum... Bu da maalesef zirveleri hedefleyen takımlar için yetersiz oluyor, üzgünüm Yattara...

Bursaspor, yedek kulübesindeki oyuncusu bile - üstelik koltuk değnekli - kırmızı kart gören İBB karşısında altı gol atarken, bir pozisyonda peş peşe iki sarı kartla oyun dışı kalan İbrahim Akın, son yılların en ilginç durumuyla karşı karşıyaydı... 9 kişi kalan İBB'nin bir de yardımcı teknik direktörü Arif Erdem ve 90+1'de yedek kulübesinde oturan koltuk değnekli Okan Buruk da kırmızı kart görüp tribüne yollanınca sinirler iyice gerilirken, Abdullah Avcı herkese örnek olması gereken bir maç sonu konuşması yapıyordu...

Antalyaspor'da işler yoluna girerken bilhassa benim en sevdiğim oyunculardan biri olan Necati, skoru belirleyen golü atarak üst üste iki hafta da gol atmayı başarıyordu... Manisa'da ise, işler kesat... Git gide tehlike noktasına yaklaşıyorlar...

Sivas, geçen hafta Fenerbahçe'yi yenen Gaziantep karşısında üstün bir oyun sergileyerek 3-0'lık net üstünlük sağlıyordu skor olarak... Cihan Yılmaz ise beklenen patlamayı göstererek iki gol birden atıyordu...

Bir başka patlamayı da Kasımpaşa'dan Cenk İşler yapıyordu... 2 gol atıp sayısız pozisyona giren Cenk, 1-0 geri düştükleri maçı 3-1 çevirmeyi başarırken Denizli'yi de ligin dibine itiyordu...

Diyarbakırspor kendi evinde Tazemeta ile bulduğu gol sonrası Gençlerbirliği gibi güçlü bir rakibi devirmenin coşkusunu yaşıyordu... Ancak onlar için de işler parlak değil... Ligin başında yakaladıkları sinerji sönmüş durumda... Sonları "Yılmaz Vural'ın Antalyaspor'u" gibi olmasın da...

Gelelim haftanın 11'ine:

Kalede; 1 gol yemesine karşın üç net kurtarış yaparak geçen yılki rezil performansını unutturmaya yaklaşan Gençlerbirliği kalecisi Serdar Kulbilge var.

Tabii alternatifi olarak 3-0'lık zaferde iki net kurtarışla pay sahibi olan Sivaslı Petkoviç'i de düşünebiliriz...

Defansta ise; solda tam bir sinir savaşından çıkan ve eski günlerini hatırlatırcasına oynayan Roberto Carlos, sağda ise Beşiktaş'ın Ankaraspor'dan transferi ve ikinci yarı oyuna girip ilk yarıda Ekrem Dağ'ın oynadığı mevkiyi dolduran ve hatasız oynayan Erhan Güven var... Orta ikili ise Egemen ve Ömer Erdoğan'a emanet...

Orta sahada ise; Erman - Cihan Yılmaz - Ozan İpek üçlüsünün önünde Alex'i tercih ettim.

Forvette ise Cenk İşler ve Tazemeta...

Tabii bu kadar çok golün olduğu bir haftada farklı alternatifler de yok değildi... Misal hem atan hem de maç boyunca koşan Necati Ateş, orta saha için yenilse de Keita, Sivassporlu Musa düşünülebilirdi... Ama işte, her zaman tek bir kadroyla maça çıkabildiğiniz için var olanlar içinde en göze çarpanları ve o an için en yararlı bulduklarınızı seçmek zorundasınız...