Beşiktaş peş peşe 4. galibiyetini alıp Mustafa Denizli'nin koltuğunu sağlamlaştırırken, kendi evinde bu kadar kısır futbol oynaması ise herkesin tepkisini çekiyordu. Zira skor gene 1-0'dı... Ankaragücü ise bir türlü "yükselişe" geçemezken, devrik başkan Gökçek'in koltuğu eleştirilmeye başlanıyordu...

İstanbul BŞB ise, 6-0'lık mağlubiyetinden bir hafta sonra Denizli deplasmanından altın çıkarıyor ve Denizli'yi ateş hattında tutuyordu. 1-0'lık skor İBB için hayli sevindirici olurken, Denizlispor'da işlerin iyi gitmediği ayan beyan oluyordu... Ayrıca Fatih'in oyundan alınırken bir taraftarla atışıp tribünlere çıkmak istemesi de futbolda pek hoş olmayan manzaralardan biriydi.

Gaziantep'in galibiyeti, haftanın en çok konuşulan maçının gölgesinde kalıyordu. "Çekiliyoruz" restini çeken Diyarbakır'ı 2-1 yenen Antep yara sararken maç sonrası PKK'ya duyulan nefreti üstüne alan Diyarbakırspor nazlanıyordu... Lakin şunu bilsinler ki; Süper Lig'den 3. Lig'e her maçta "kahrolsun PKK" diye bağrılıyor... Eğer bunun için çekileceklerse amatöre gitsinler. Oradaki maçlarda durum nedir bilmiyorum çünkü...

Gençlerbirliği kendi evinde güzel futbol oynayıp puan alamamaya devam ederken Manisaspor yükselişe geçiyor ve 2-0'lık net skorla evine dönüyordu...

Kasımpaşa - EsEs maçı ise karşılıklı dostluk gösterilerinin gölgesinde, 1-1 biterken futbolcular kadar taraftarlar da alkışı hak ediyordu...

Galatasaray ise "haftanın maçı"nda geçen yıldan alacaklı olduğu Sivas'ı ilk yarıda attığı 2 golle geçerken uzun süreden sonra ilk defa Sabri'nin vukuatları ortaya çıkıyordu. 9 maçtan sonra ilk defa gol yemeyen Galatasaray'da defans takdiri topluyordu...

Kayserispor ise orta sahadan gol yediği maçta lideri ikinci yarıdaki güzel oyunuyla sindirip 1 puanı cebine koymayı 1-1'lik skorla başarıyordu.

Haftanın 11'ine gelirsek:

Kalede Galatasaray formalı Leo Franco'yu düşündüm, yedeği ise pek tabii 3 lig maçında da gol yememiş olan Rüştü olabilir.

Defans hattında ise sağda performansına sürekli bir şeyler katan Galatasaraylı Sabri, sola ise İsmail Köybaşı'nı müthiş performansıyla koymamak aptallık olur, defans ortası ikili ise İBB'den Barbosa ve Es-Es'li Nadareviç.

Orta sahanın sağında ise Es-Es'in golüne imza atan Burak ve onun yanında başarılı bir gelişim süreci gösteren Gaziantepli Olcan Adın, orta üçlünün sol tarafında ise Kayserisporlu Gökhan Emreciksin var.

Forvet arkasında ise tartışmasız Harry Kewell'ı seçtim, ileri ikili ise Kayserispor'dan Cangele ile Gaziantepli Jorginho...

Haftanın satırbaşları ise:

# Kaleciler!

Hatalarıyla, sakatlıklarıyla, başarılarıyla... Aslan payını gölgedeki adamlar kaptı bu hafta... Sivaslı Petkoviç ve Kayserisporlu Souleymanou'nun yaptıkları hatalar, Antalyalı Ömer'in sakatlığı, Galatasaraylı Leo Franco'nun 9 haftadan sonra gol yemeden maç kapatması çok konuşuldu.

# Durdurucular!

Lideri durduran Kayserispor'dan, Bursa'yı durduran Antalyaspor'a kadar bir de "durduramayıcılar" vardı ki; dört haftadır düşüşü engellenemeyen Ankaragücü ile, teknik hoca değişiminin de bir şeyi değiştirmediği - daha doğrusu skoru etkileyemediği - Sivasspor'a kadar takımların gidişatı çok konuşuldu...

# Centilmen!

Sivasspor'u devralan Muhsin Ertuğral'ın demeci herkes gibi beni de çok etkiledi. Galatasaray'ın müthiş oynadığını dikte eden, hakeme itiraz eden oyuncularına kızan ve "oynayan" bir takım isteyen centilmen adam, "Sen nerelerdeydin?" dedirtti.

# Taraftar!

Gaziantep'in kendince haklı olan "Kahrolsun PKK" bağrışı kadar, Denizlispor seyircisinin oyundan alınan Fatih'i tribüne tırmandıracak kadar asabileştirmesi de önemli bir husustu şahsen.