Süper Lig'de Haftanın Panoraması

13. hafta peş peşe süprizlerle geçerken Galatasaray'ın alışageldik "liderliği tepme sendromu"nun yanı sıra uzun zamandır özlemini duyduğumuz "şarap misali" forvet oyuncusu Kayseri'den tüm Türkiye'ye seslenmeye devam etti...

Haftanın ilk maçında, derbi manası taşıyan Gaziantep - Bursa maçında, görkemli bir oyun izledik. İki takım da galibiyete çok yakınken tavşan ayağıyla oyuna girer girmez golü bulan Kirita'nın tarafı kazandı... Gaziantep kalecisi Mahmut'un mükemmele yakın oyunu skorun farklılaşmasına engel olurken, defansın adam paylaşımında yaptığı hata sonucu gülen taraf konuk ekip Bursaspor oluyordu... Birkaç haftadır panoramalarda üzerinde durduğumuz Olcan'a nazar değdirdiğimizi düşünmedim değil, keza gördüğü kırmızı kart sonrası takımının direnci düştü. Umarım faturayı Olcan'a kesme gafletine düşmezler de, kazanan Türk futbolu olur...

Haftanın derbisinde, Beşiktaş süpriz bir skora imza atarak Fenerbahçe'yi 3 golle karşı yakaya geri uğurladı... Hükmen galip olduğu Ankaraspor maçından beri peş peşe 7. maçını da kazanan siyah beyazlılar, geçen yılki gibi bir süpriz yaparak "Denizli mucizesi" yarattılar... Maç hakkında söylenecek bir şey yok; atıp yatan iki takımın mücadelesinde ilk golü atan farkı bulur diyordum, öyle de oldu. Beşiktaş uzun bir aradan sonra kendi taraftırını da tatmin etmeyi başarırken golleri Fink, Bobo ve Uğur attı. Maçtan önce Twitter'ına 8JK yazdığı için taraftardan da tepki çeken Colin Kazım, maçta kırmızı kart gördü. Emre, takım arkadaşına saldırdı... Güiza'nın antremanı terk ettiği ortaya çıktı... Sorumsuz oyunculardan, ruhsuz isimlerden kadro kurarsanız er geç bir gün hezimet kaçınılmazdır...

Denizlispor, kendi evinde kazanamamaya devam ederken, Antalyaspor öne geçmesine rağmen 2 puanın çimlere gömülmesine seyirci kaldı... Ankaraspor yolcusu Tita'nın ortasında Yalçın ile maçın 17. dakikasında öne geçen Antalya'ya cevap 70. dakikada Roberts'tan geldi. Denizlispor, 7 puana "yükseldi". Djiehoua'nın son dakikalarda kaleciyi çalımlayıp boş kaleye yolladığı topta yan ağlara isabet ettirebilmesi ise, en azından bir süreliğine "Ortada çantacılar var" geyiğini bizden uzak tutuyordu: Teşekkürler Djiehoua!

Kayserispor, Diyarbakırspor'u evine ikinci devrede attığı iki golle uğurlarken bu iki golü de Makukula'nın atması; sonuç itibariyle 10 golle gol krallığında yerini sağlamlaştırması anlamına geliyordu... 13 maçta 10 gol, hiç fena değil ha?

Gençlerbirliği ise, yükselişini 3 golle sürdürürken geçtiğimiz haftalarda panoramamızda yer verdiğimiz genç oyuncu Hurşit'in bir gol bir asistle yıldızlaşması da beni sevindirdi... Gençlerbirliği 6. galibiyetini alırken, İBB 4. mağlubiyetini alıyordu... İBB'nin kaleci zaafları diye başlık atsam on sayfa yazı çıkar sanırım. Önce geçen yılki Hasagiç faciası, ardından bu yılki Oğuzhan... Nihayetinde; ilk 14 takım arasında en çok golü yiyen: İBB!

Eskişehirspor'un Ankaragücü maçı ise tatsız tutsuzken, üstüne bir de maç sonrası olayları eklenince hepten "haftanın kömürü"* oldu iki köklü takımın maçı... Maça giden arkadaşlara göre, medyanın yazdığının aksi yönde maçın başından sonuna kadar bir Ankaragücü kışkırtması olmuş. Asla maçı takip etmediler, girdiler küfür çıktılar küfür diyor bir Es-Es'li arkadaş... Eeee, balık baş'tan kokarmış diyeyim, anlayan anlasın...

Haftanın Beşiktaş'tan sonraki süprizi ise Kasımpaşa'dan geldi; iki yıl önce Galatasaray'a liderlik yolunda çelme takan Paşa, Trabzonspor'da beklenen revizyonu doksan dakikada 3 golle yaptı. Hugo Broos'un ipi çekildi, beş oyuncu kadro dışı bırakıldı... Sen neymişsin be paşa! Colman ile öne geçen Trabzonspor; Emre Toraman, Murat Erdoğan ve Moritz'in gollerine engel olamayınca sahada hesap kesildi. Yılmaz Vural nihayet ömrünün süksesini yapmışa benziyor...

Ve haftanın son süprizini Kuddusi Müftüoğlu önderliğinde Manisaspor yaptı. İlk yarıda baskın oynayan Galatasaray rakibin kalesini geçemiyordu ancak en sonunda sahadaki tek canlı oyuncuları Nonda - Kewell ikilisinin paslaşması sonucu Kewell'ın bulduğu golle 1-0 galip giriyordu soyunma odasına ancak ikinci yarı bir süpriz vardı sahada: Müftüoğlu! Rakibin tüm auta giden şutlarını itinayla kornere çevirtti, avantaj kurallarında standardı tutturmak bir yana böyle bir şeye niyeti olmadığını gösterdi. Zaten Manisaspor'un golünde de önce Galatasaray'a yapılan bir faul ve ardından auta giden bir topa verilen korner kararı vardı... Galatasaray oynamadığı için hakemin yanlı kararlarıyla pozisyon üreten sert futbolu(?) benimseyen Manisaspor'la 1-1 berabere kalarak liderliği tepti. Takımda üç oyuncu dışında herkes rezaletti: Sabri, Nonda ve Kewell. Kewell da klasikleşmiş olarak 60'dan sonra yokları oynadı. Bu dakikalarda oyuna giren Keita ise, "İlk 11'de neden başlamadım" dediğini hissettirdi...

Haftanın satırbaşlarına bakacak olursak:

# Yılmaz Vural'ın makus talihi

Vur - al taktiğiyle, ölümüne oynattığı Anadolu takımları ya büyük fark atıyor ya da büyük fark yiyor. Zira Yılmaz Hoca diğer hocaların aksine cesur ve açık bir oyunu destekliyor. Bunu da takıma uygulatması haliyle kapalı ve sert oyunlara alışmış Anadolu topçuları için zor... Ancak Yılmaz Vural'ın makus talihi bir anda dönüverdi ve flaşlar Yılmaz Hoca için patlamaya başladı... Tabii demeçleri de patladı; "Daum'u da haftaya kovarlar" diyen Yılmaz Vural hâlâ gönlünün Fener'de olduğunu gösterdi... Eh be hocam, sus da daha fazla takdir al işte...

# Kayseri Cinliği

Kayserispor son üç sezondur yaptığı yabancı transferleriyle adını fazlasıyla duyurdu. Ancak şimdiye kadarki oyuncularda pek şanslı değildi. Uyum sorunu mu desek ne desek, bir türlü kumaş tutmuyordu... Ancak Makukula'yla bu şans onlara geri döndü sanırım... Aynı zamanda sessiz Cangele'nin de iyi oyunu, Kayserilileri daha uzun süre güldürecek sanırım. Bu hafta da asistlerine devam etti; atılan ilk golde korneri kullanan isimdi...

# Tavşansız Kadro

Süprizler yapmayı seven Mustafa Denizli, Beşiktaş seyircisini korkutuyordu derbi öncesinde ancak derbiye beklenenden de öte en sıradan kadro dizilişiyle çıkan Beşiktaş'ta, ömrünün maçını oynayan kaptan İbrahim başta olmak üzere, Fenerbahçe'yi sahaya gömmek için çıkmıştı adeta herkes maça... Denizli de sanırım bir daha şapkasından tavşan çıkartmak uğruna kapatılan puan farkını riske atmayacaktır...

# Liderlik Sendromu

Galatasaray'ın birinci sıra hususunda bir sıkıntısı var, yumurta kapıya dayanmadan asılamıyorlar lige... Bu hafta da böyle oldu. Bir gol atıp rakiplerinin taktiğini kopya ederek o golün üstüne yatmaya çalışan Galatasaray'da defanstan hücuma herkesin kötü oyunu onu bile becerememelerini sağlıyordu...

# Gençlere Destek

Anadolu'da çoğu takımda geçtiğimiz yılların aksine "ligin kaşarı" sayılan oyunculardan ziyade genç ve yeni yeteneklerin parladığını görüyoruz. Gençlerbirliği'nde Hurşit, Mustafa; Gaziantep'te Olcan, Ahmet; Kasımpaşa'da Moritz benim ilk aklıma gelenler ancak bunların haricinde genel manada bir yeniye dönüş var ligde. Takımların yaş aralığı eskisi kadar 25 - 30 arasında değil... Bu güzel bir şey... Ancak arada bir Cenk İşler gibi eski yıldızların parladığını görmek de sevindirmiyor değil...

# Kaleci Sıkıntısı

İBBli Oğuzhan, Galatasaraylı Leo Franco, Trabzonsporlu Sylva kalesinde bir türlü güven veremeyen isimler. Fenerbahçe'de Volkan'ı da bu kategoriye sokabiliriz. Keza Beşiktaşlı Hakan Arıkan ve Ankaragüçlü Serkan Kırıntılı da... Yani, genel olarak bir kaleci sıkıntısı var Süper Lig'in. Dolayısıyla milli takımın...

Haftanın 11'ine gelelim:


Müthiş bir performans göstermiş olan Ivankov kalede...

Defans hattında ise Roberts - Jorginho ikilisi güzel performanslarıyla öne çıktılar bu hafta.

Sol bek İbrahim Üzülmez, sağ bek ise kötü takımın iyisi olan Sabri.

Ön libero ise Bursaspor'un 30 saniyede gol atan Kirita'sı...

İleride ortada Moritz, sol kanatta Kewell ve sağda Hurşit.

Forvet hattında ise Makukula ve Tita...

Tabii bu listenin bu hafta için alternatifleri çoktu.

Fink, Ahmet Arı, Emre Toraman, Mahmut, Rüştü; benim ilk aklıma gelen alternatifler.

0 [ YORUM YAZ ]: