Adanalıyık!


Adana futbolu, futbolla objektif olarak ilgilenen ve Türkiye ikametli herkes için bir payda olmalı diye düşünüyordum uzaktan uzaktan...

Öyle ya, değil Adana; "Çukurova"nın bile yakınından geçmemiştim, uzaktı bana Adana futbolu...

Beni bilenler bilir, Ankara futbolunu doğum yerim olduğu için takip ederim gelişmeleri bilirim hatta bazı ortamlarda yazdığım yazılarım da vardır... 18 yılını Zonguldak'ta geçirmiş biri olarak Zonguldakspor'u da takip ederim, 2 yıllık ikametim Kocaeli'nin Kocaelisporunu da... Tabii "gerçek aşk"ı unutmamak lazım, futbol denince aşk Galatasaray'dır bizim gönül mahallemizde... Galatasaray'ı anlayabilmek, İstanbul futbolunu anlamaktan geçer; onu da takip ederiz...

Peki alt ligler? Kaçırmayız, ıskalamayız... Güngören olsun, Körfez Belediye olsun, Bucaspor olsun...

Buca demişken, İzmir ekipleri de gönül gözümüzün hedefindedir, öyle ya orada da bulunduk ve öyle ki, İzmir'e bir kez giden bile oraya sevdalanıp döner nereye dönecekse... Aynı şekilde Çanakkale'de de yıllar yılı bulundum her şubat tatilimde... Dardanelspor da ufuk çizgimizde yeri olan bir takımdır, keza şubat tatillerinin diğer adresi olan Yalova'nın Yalovaspor'u da...

Adana'ya çift taraflı bir uzaklık besliyordum... Ne takip ettiğim takımlarla maçları vardı ne de takipçisi olduğum, gönülden bağlandığım bir şehirdi Adana...

"Sıcağıyla, Acısıyla Adana Futbolu" adlı kitabı aldığım gün bir de daha önceden yazarıyla iletişime geçip rica ederek gönderttiğim "Ömrümün En Güzel Hikayesi - Bir Adanaspor Kitabı" elime geçiyordu... Böyle olunca Adana futboluyla yatıp kalktığım bir süreç yaşadım. İki kitabı da gün itibariyle bitirdiğim için şu an diyebilirim ki; Adana futbolu artık gönül futbolumuza dahil olmuştur...

Sabotiç'ten İsa'ya, Muharrem Gülergin'den Füze Selami'ye, Kartal Yaşar'dan Gündüz Tekin Onay'a, Kaynak kardeşlerden Miliç'e ve Adana havasını soluyup Adana oksijeniyle şişirilmiş meşin yuvarlağı bir kez olsun tepen herkese selam olsun diyerek bir giriş yapalım 'iki kitabın öyküsü'ne...

"Sıcağıyla, Acısıyla Adana Futbolu" bir doküman-kitap. Yavuz Yıldırım ve Mustafa Uçar'ın derlediği, çoğu "ünlü" pek çoğu tek yaşama sebebi Adana olan insanların yazılarıyla dolu bir kitap. Dolu dolu bir kitap... Sadece Adana Demirspor değil, Adanaspor da Mersin İdmanyurdu da, Çukurova futbolu da var... Öyle ya, biri olmadan diğerleri de olmuyor... Ciddi manada bir geçmişe saygı niteliği taşıyor... Hele Muharrem Gülergin'in anlatıldığı bölümler, futbol ekranının inatla görmeyi istemediği Anadolu'nun kör noktalarının kendi içlerinde ışık yaratan isimlerine bir sevgi seli oluşturuyor...

"Ömrümün En Güzel Hikayesi" ise Hakan Tabakan'ın kartalpenche.com sitesindeki yazılarının derlemesi ve yazarın da sık sık belirttiği üzre, öznel bir yapıt. Zira yazar Adanasporlu. Futbola Adanaspor çerçevesinden bakıyor, Adanaspor'u konuşuyor, Adanaspor'u yazıyor... Güzel de yazıyor. Mantıksız, boş laflardan kaçınıyor. Klasik "x. dakikada atılan gol rakip takımın direncini kırdı" maç yazılarını değil de, TARAFTAR yazılarını yazıyor. Zaman zaman konuk yazarlar kabul etmiş, zaman zaman da futbola bir o kadar uzak ama futbolun içine çekmeye çalıştığımız edebiyatı dahil etmiş; şiiri, sinemayı, masalları... Ömrünün en güzel hikayesine ortak etmiş bizleri, ondan daha mutlusu yoktur sanırım...

Ve Adana futbolunu tanımaya başladığım ve bunu da sürdüreceğim için kendi adıma rahatça söyleyebilirim ki; benden de mutlusu yok...

0 [ YORUM YAZ ]: