Halkın Takımı mı Hak'kın Takımı mı?


11 maç sonra beraberlik!Beşiktaş'a her Türk futbolsever gibi sempatiyle yaklaşıyordum.

Neden "her" dedim, Beşiktaş hep diğer iki şehirdaşına nazaran orta karar bir takım olmuştur. Bilmiyorum, Beşiktaş'tan ölesiye nefret eden birini tanımadım, tanımayayım da zaten, nefret kötüdür. Nefret insanı öldürür içten içe... Nasıl bir nefrettir ki, rakip takımın kalecisinin gözüne lazer tutturur? Nasıl bir "taraftar"lık anlayışıdır bu?

Toraman:
Tribündeki "adam"ın gerginliği sahada da eksik olmadı, Arda da Elano da çıkarken - ki Arda'nın çıkma sebebi sakatlıktı - sağlam değildi... Onun dışında ceza sahası içinde karga tulumba güreş tutmalar ki dikkatleri çekerim; güreş işteş bir eylemdir, yani karşılıklıdır o yüzden güreş tutuşmak denir, ama ben İbrahim "Pehlivan" Toraman'ın tek taraflı güreş icrası nedeniyle güreş tutmak demeyi tercih ettim...

Bir diğer İbrahim ise bunu görür de boş durur mu? Sahanın en iyisine çarpıverir tokadı ki o "iyi"nin daha önce benzer bir hareket yüzünden Carlos'u yumruklamışlığı vardır, keza cevabı da son dakikalarda karambolde bir dirsekle verdi; Üzülmez Kaptan'ın amacı da buydu tek fark kart göstertemedi, darısı diğer derbiye...

Ceza sahasında gelen topa kendisinden on yaş küçük rakibinin sırtına basarak yükselen zihniyetin formadaşı, gelen ufacık bir tekme darbesiyle yerlerde yuvarlanır, kazanılan serbest vuruş da golü getirir zaten... Oyak Bank'ın mottosu düşüverir hafzalara; "İyiler daima kazanır", akabinde bir kopya gol sevinci... Tek fark bu kez arkada takımdaş yok, yukarıyı gösteren parmaklar eksik... Eh, dedik ya; darısı diğer derbiye...

Maça neden gelmedi?
Tekrar başa dönelim, neden "her" dediğimi açıkladım, neden "yaklaşıyordum" peki; bu Beşiktaş bizim Beşiktaşımız değil, halkın takımı olan, semtin bıçkın delikanlısı; siyahımız beyazımız değil, artık beyaz çok uzaklarda, siyahın adresi belli... Rakip takım çizgide topu çelmeye çalışırken havada parende atıp düşünce şımarık kahkahalar atan ailenin takımı...

Sırtını hakeme dayamaya çalışan zümreye ait artık Beşiktaş, ofsayt bayrağı kaldıran hakeme söven bir takım olmuş çıkmış... Sadece maçın belli bir periyodunda oynayıp kalanında sırtını Hak'ka dayayan bir 11 var ortada, hep eleştirilen "Anadolu zihniyeti", kaldı ki Anadolu bile aştı bugünleri ki ilk dörtte iki Anadolulu var...

İnönü'de kaybetmiyor!
Eh, gene darısı diğer derbiye demeden önce ekleyecek son birkaç sözümüz vardır elbet; eğer mutlularsa onlar, mutluluklar tavşanlarla, süprizlerle kalacak olan Beşiktaş'a, ama ne olur bir daha herhangi bir şeye karşı olmasınlar, tek bir pozisyona sırtını dayayıp "gol mü değil mi" diyen, rakip ceza sahasına her girişinde faul yapıp dönen, her kornerde rakibi karga-tulumba yere indiren bir düzene karşı değillerse başka bir şeye karşı olmaya da hakları yok pek... Evet, denilecek her şey dendi, darısı diğer derbiye; daha az sakatlık, daha fazla kart, daha adil bir yönetim... Hangi derbide oldu ki bunlar, diğer derbide olsun; bizimkisi de ütopya işte...

0 [ YORUM YAZ ]: