Süper Lig'de Haftanın Panoraması



Turkcell Süper Lig'de son haftalara girilirken stres oranı bir hayli arttı ve anlamsız suçlamalar baş gösterdi, 29. haftada beklenmedik puan kayıpları (gerçi Adnan Polat'ın tabiriyle "Hangi puan kaybı beklenir ki?") beklenmedik çıkışlar ve beklenmedik düşüşler izledik... Tabii bir de süper ligi dikkatle izleyenleri şaşırtmayan performanslar da oldu... Neyse, gelelim haftanın olaylarına...

"Sanki şampiyon olacaklar!"

Bu tabiri Bursa kullandı, hem de kime karşı? Gençlerbirliği'ne! Sebep? Dirençli bir futbol göstermeleri! Evet, belki puan olarak şampiyon olamayacak Gençlerbirliği ama şeref sıralamasında Bursa'yı solladığı aşikar oldu böylece...

Maçta 4 maçtır gol yemeyen Serdar'ın rekorunu ilerletmesi, Gençlerbirliği'nin klasik defans oyunu oynaması, Bursa'nın da klasik son haftalarda yorulan liderlik adayı Anadolu takımı görüntüsü vardı. Anadolu takımlarını üst sıralara taşımak, üç büyükler bu kadar puan kaybederken normal. Asıl zor olan, onlar direnç kazandığında elinizdeki takımı üst sıralarda tutabilecek psikolojiyi aşılamaktır... Bakıyoruz; Sercan Yıldırım gecelere yıldırım hızıyla akıyor, Volkan'ın o eski şen halinden eser yok, takımın en tecrübeli ismi Ivankov'un bile bazı pozisyonlarda ayağı titriyor... Sahi, Ertuğrul Sağlam Beşiktaş'tan niye kovulmuştu?

Gençlerbirliği ise orta saha mücadelesini başarıyla devam ettiriyor, Doll'a katlanabilirlerse gelecek yıl ilk beş için İBB, Kayseri gibi rakiplerle sıkı kapışırlar... Tabii yeni yükselen Karabükspor'un performansı da önemli...

Maç 0-0 biterken, Bursa'nın takipçisi İstanbul takımlarının iştahı kabarıyordu...

Gol Nasıl Atılır, Golcü Kimdir

Galatasaraylı Milan Baros'un tam olarak bunun dersini verdiği maçtı 4-1'lik Diyarbakır maçı... Bebbe klasik Galatasaray sendromunu gerçekleştirip bir gol daha attı farklı formalarla Galatasaray'a karşı...

Galatasaray yürüyerek kazandı desek yeridir, Baros'un sakatlıktan dönüşü, tribünlerin anlamsız tepkisi, Arda'nın gözyaşları ve Jo'ya gösterilen sabırsız tepkiler maça daha bir damga vurdu oyundan ziyade ve gözlemleyebildiğim kadarıyla Galatasaray ilk defa "oynamadan" kazandı Rijkaard yönetiminde... Lucas Neill'in "Kewell'ı unutun yeni bir Avusturyalınız var" mealindeki golü de bonus oldu...

Diyarbakır ha düştü ha düşecek, git gide moraller sıfırlanıyor Sivasspor puan kazandıkça Diyarbakır kaybediyor, düşme hattında Denizlispor bile daha fazla düşmemek için mücadele ediyor...

Maç 4-1, goller Baros (3), Neill [GS] Bebbe [DS]

Derbi?

Beşiktaş - Trabzon maçı derbiden ziyade bir orta sıra takımları mücadelesi gibiydi. Umut Bulut'un Gençlerbirliği'nin Nijeryalı forvetleri gibi oynadığı maçta Beşiktaş hücum hattı da Denizlispor hücum hattını aratmadı...

Genel olarak baktığımızda Beşiktaş puan kaybetmemek için güvenli bir oyun sistemini tercih etti, Trabzon ise bastıran taraftı lakin kadro derinliğinin olmaması ve ilk 11'deki oyuncuların anlamsızlığı puan kaybına neden oldu.

Gelecek haftalar için bakarsak; Trabzonspor alttan gelen rakiplerinden uzaklaşmak için strese girmezse, başarır. Beşiktaş ise üstteki puan farklarını önemsemezse sanırım ilk ikide bitirebilir. Ama bunu yapabilirler mi, bilmiyorum. İlk beşteki üç Türk teknik direktörün ikisi onlarda... Bakalım hep konuşulan "yabancılar bizden kötü" geyiği ne kadar doğru?

Golsüz eşitlikle biten bir diğer maçtı bu derbi...

Bir Belediye Klasiği

Geçen sezonki son altı maçın beşini kazanan İBB, gene seriye bağlamış durumda; peş peşe üçüncü maçını da kazandı... Önce lideri yenen İBB bir sonraki maçta son sıradaki Denizli'yi geriden gelip devirmişti. Bu sefer orta sıra takımlarından Antalya'ya konuk oldular, öne geçip beraberliğe düştükleri maçta strese girmemenin ödülünü üç yerli oyuncusunun attığı üç golle aldılar.

Tevfik Köse U-17 takımından hocası olan Abdullah Avcı'nın ellerinde yeniden doğuyor, erken bir geri dönüş izliyoruz kariyer olarak. Daha çok genç, hatalarını anlamışa benziyor. Kazanan Türk futbolu, kazanan güzel futbol... İskender Alın Fenerbahçe'den sonra Antalya'ya da gol attı, Fenerbahçe alt yapısının son beş yılda çıkardığı iyi oyunculardan birisi. Ki ne kadar az iyi oyuncu çıkardığı da malumunuz... Kaleci Hasagiç şike şöylentilerinden arınmış bir rahatlık sergiledi, takımına güven verdi. Aranan kalecilerden birisi olmalı, adını da temizlerse ne ala!

Antalyaspor küme düşme hattından uzak olmanın rahatlığıyla puanları saçmaya devam ediyor. Hiçbir zaman küme düşme tehlikesi yaşamazsa yeni bir Ankaragücü doğuyor olabilir. Asla lige renk katmayan, oynadığı üç maçta çok iyi oynayıp gerisinde "yatan" bir takım olacaksa, sorgulanması gereken isim ilk olarak Mehmet Özdilek olmalıdır...

3-1 : Tevfik, Ali, İskender [İBB] Yalçın [AS]

Diren, Diren, Diren!

Geçtiğimiz sene Angelov'un gol attığı bütün maçları kazanmıştı Denizlispor. Bu sezon ise hali ortada ama bence kırılma maçı birinci devredeki Galatasaray mücadelesi. O maçta da Angelov gol atmıştı lakin Denizli üzülen taraf olmuştu... "Angelov sihri" geç de olsa geri döndü; 90'da attıkları golle 1-0 gibi bir skorla üç puanı cebe koyan taraf oldu Denizlispor Es-Es karşısında...

Eskişehir tutuk. Hem de çok tutuk. Zaman zaman güzel çıkışlar yapabiliyor lakin bu bariz; tutuk. Azıcık direnen bir rakip karşısında son dakikalarda da olsa dağılabiliyorlar. Rıza Çalımbay'ın psikolojik bir savaş içinde olduğu malum. Taraftarın birkaç hafta önceki "Çalımbay istifa" tepkisi anlamsız bir şekilde kendilerini vurdu. Bir an önce güven tazeletmeleri lazım... Hazır Ankaragücü maçına seyirci götürülmeyecekken, antremanlarda desteklerini sürdürmeliler...

Bu esnada kısa bir vurgu yapmak istiyorum; deplasmana taraftar götürülmeme kararı tam bir fiyaskodur, hangi takım için olursa olsun. Bu demektir ki; "Ben, TFF, sana can güvenliği vaad etmiyorum arkadaşım!" ve bu karar bizzat federasyondan çıkıyor... İlginç...

Denizlispor mücadeleci bir görünüm içinde, Diyarbakır puanları böyle saçtıkça üç hafta sonra üç basamak birden üst sıraya çıkabilirler. Angelov gibi direnişçi oyuncuların varlığı biraz olsun işe yarayabiliyor...

1-0 biten maçın tek golü, Angelov'dan geldi...

Kral ve Yardakçıları

Ligin gol kralı Makukula'nın da gol attığı maçta dört golün üçünü sarı kırmızılı ekip atarken, maç 2-2 bitiyordu ve hayır, kendi kalesine gol atan bu kez Makukula değildi... İki penaltı golünün de izlendiği maçta "gülen" taraf Sivas oldu.

Cangele Sakarya dönemindeki güzel oyununu tekrarlarken asist haricinde bir de gol atabildiğini gösterdi. Özlemiştik... Devre ise Aydın Toscalı'nın kendi kalesine attığı golle biterken, Makukula ikinci yarıda bir daha öne geçirdi takımı ancak bir penaltıyla durum değişti...

Cangele'nin skora katkı yapmak için çok uğraştığı maçta bir de son dakikalarda Makukula'nın gol kaçırması kaybedeni belirliyordu aslında... İstediğini alan taraf kırmızı beyazlı Sivasspor idi...

Sivas düşmemek için çok uğraşıyor, ilk zamanlardaki dirençsiz halinden pek eser yok. Güzel oyundan hala eser yok ama Fikret Ünsal gibi bir yöneticinin olduğu takıma bu çok bile...

Kayserispor Avrupa şansını kaçırdığı bir diğer yılı daha izletti bize; ne zaman gideceksiniz?

2-2 biten maçta Cangele(Pen), Makukula [KS] Aydın Toscalı (KK), Mehmet Yıldız (Pen) [SS]

Aboneyim Abone

Manisa'nın son haftalardaki alışıldığı üzre beraberlik aldığı ve bunu golsüz başardığı maçta Gaziantep düşme tehlikesi olmayan bir Anadolu takımının yapabileceği her şeyi yapıp goller kaçırdı, laubali bir oyun sergiledi... Olcan ve Jorginho hariç pek oynayan yoktu diyebiliriz...

Manisa zor bir takım. Kadrosu zor, oyunu zor. Derinlik yok. Simpson da olmasa adam gibi bir yabancısı yok. Ofsaytten doğmuş Isaac'ten gol beklemek, artık eskiyen bir taktik. Manisa'da taraftarlarda çatlak sesler baş verdi. Ama hala statlarını pek doldurdukları söylenemez...

Bu maçın ilginç bir tarafı da bir sonraki hafta ilk üçteki iki takımla maç yapacak olan takımların karşılaşmasıydı; Manisaspor evinde Galatasaray'ı ağırlayacak, Antep ise deplasmanda Bursa'ya gidecek... Antep kendisi gibi oynarsa Bursa'ya ciddi manada fark atar. Manisa ise ilk devredeki gibi oynarsa Galatasaray karşısında beraberliği bile kurtaramaz...

Bir Galibiyetin Kırk Yıl Hatrı Var

Kırk yıllık aradan sonra ilk defa Ankaragücü karşısında puan kaybetmedi Kasımpaşa ve iki net golle rakibini yendi. İşin ilginç tarafı da kırk yıl önceki maçta da skor 2-0'dı... Kırk yıllık bir galibiyet, her takıma nasip olmaz...

Cenk İşler'in gollerine devam ettiği maçta orta ayar bir isim olan Şahin'in de gol atması gelecek sene için güzel bir görüntü; Yılmaz Vural'ın maç sonrası açıklamaları ise her zamanki gibi gülümseten cinsten. Sormak lazım Yılmaz Hoca'ya; Türkiye'nin Barcelona'sı Kasımpaşa ise, Real Madrid'i kim?

Ankaragücü düşme hattından uzaklaştıkça kendi kimliğine döndü. Puan saçan, varlık gösteremeyen anlamsız maçların öznesi Ankaragücü, geri geldi. Seneye ne yapacaklarını planlamaktan boş geçirdikleri sezonlar listesine bir çentik daha attılar, bu kadroyla da bunu yaptılar ya; pes doğrusu!

Cenk İşler ve Şahin'in gol attığı maçı 2-0 kazandı Kasımpaşa.

Ayrıca Türkiye futbol tarihinde ilk defa bir hakem Bank Asya Ligi'nde maç yönetmeden Süper Lig'de maç yönetti. Birinci hakemin sakatlanmasıyla yerine geçen dördüncü hakem, TFF'yi zora sokacak gibi... Üstelik net de bir penaltıyı atladı...

Haftanın Şey'leri

...oyuncusu | Milan Baros : Attığı üç golle 13 maçta dokuzuncu golünü attı, her maça ilk 11'de başlayan Guiza'yı yakaladı, güven tazeledi...

...maçı | Gençlerbirliği 0 Bursaspor 0 : Şampiyonluğa giden her Anadolu takımının yaptığı hatayı yaparak "oynayan" rakibini küçük düşüren hakaretler yağdıran Bursa seyircisinin liderliği ne kadar hak ettiğini sorgulattı bizlere. Ve puan farkını azalttı bittabi...

...balonu| Es-Es : Düşme hattındaki rakibine son dakika golüyle üç puanı hediye etti, ilk beş yolunda ciddi puan kaybı yaşadı...

0 [ YORUM YAZ ]: