Süper Lig'de Haftanın Panoraması



Süper Lig'de "derbi"li bir haftanın daha geride kaldığı 30. hafta neticesinde, lider Bursa 65, ikinci Fenerbahçe 64 ve üçüncü Galatasaray da 60 puanla yola devam ederken, küme düşme hattının git gide karıştığını görmemek mümkün değil...

---

Bursaspor'un Fikstürü

Birkaç hafta önce Rıdvan Dilmen'le gündeme gelen fikstür hadisesinde Bursaspor zararlı çıkan taraf oldu. 4 kritik puan kaybederken 6 puan kazanmayı başardı. Bu hafta da Galatasaray ile oynayacaklar... Bakıyoruz; son Antep maçında da forvetler suskun kaldı, defansın uyumlu oyunu ve tabii Antep'in ısırmayan futbolu sayesinde 2-0'lık bir galibiyet almış olabilirler, kim ne derse desin ilk yükselişlerindeki gibi güzel futbol oynayamıyorlar. Lider kalmayı bildikleri sürece hiç sorun değil ama fikstürse fikstür; kalan dört maçın ikisi Galatasaray ve Beşiktaş ile...

Gaziantep şimdiden gelecek sezonu düşünüyor, işin kötüsü bunu sadece yönetim değil futbolcular da yapıyor... Herkesin kafası karışık, ilk üçe oynayabilecek bir kadro varken orta sıralardan çıkamamak büyük strese neden olmuş olmalı... Bu stresi düzeltmek de Gaziantep teknik heyetinin işi.

Maça gelecek olursak, Antep'te geçen hafta da yazdığımız gibi, Julio Cesar ve Olcan ikilisi hariç pek mücadele eden kalmamış, Bursaspor'da Volkan Şen İstanbul'a gidecek gibi oynuyor.

Ertuğrul Sağlam'ın Coucerio'nun değişiklikleriyle baskı yedikten sonra değişime gitmesi ise şüphesiz kendisine bir eksi olarak yazıldı. Baskının geleceğini görmeli ve Sercan'ı çok önceden oyundan almalıydı.

Ne olursa olsun "kazanmak güzel" düsturuyla oynayan Bursaspor'u tebrik etmek lazım, yenilmedikleri sürece çirkinleşmiyorlar... Bir gün yenilgide de rakibi alkışlayan bir şampiyonluk adayı görmek dileğiyle; sıradaki gelsin!

Gaziantep 30 maçta 38 puana ulaşıp vasatı aşamadı, ligin ortalamasının üstünde olmaları onları şımartmasın, bir takımın puanı 0 zaten! Gaziantep seneye çok iyi hazırlanıp bir deja vu yaşatmalı, potansiyel olarak Bursa'dan, Sivas'ın geçen yılki halinden ne eksikleri var!

---

Derbi mi Derby mi?

Bir traş bıçağı markası olan Derby'i bilmeyen yoktur sanırım... Fenerbahçe - Beşiktaş maçı da traştan öteye gidemedi maalesef. Bu sezonki bütün derbileri yatarak kazanan Fenerbahçe bir kez daha aynısını yaparken, görüntüde olmadığı halde dikkatler bilhassa üzerine çekilesi yardımcı hakem Serkan Gençerler'in basiretsiz yönetimi de her şeyin üstüne tüy dikiyordu...

Lugano'nun penaltı pozisyonundan sonra kilitlenen orta hakem Hüseyin Göcek'in her pozisyonu yardımcısına havale ettiği bir maç izlediğimiz aşikar, ortam gerildi, kartlar çıktı...

Fenerbahçe gene klasik psikolojik savaşını gerçekleştirirken Beşiktaşlılar Galatasaray derbisinde Delgado'nun gördüğü gibi aptalca kartlar görerek şanssızlıklarını yıkmayı bir kez daha başaramadılar...

Maçta konuşmaya değecek pek bir şey yoktu, Bilica'nın kazı çalışmasını herkes konuştu zaten, hakemler bir kez daha maçların önüne geçmeyi başardılar, Fenerbahçe gene "balık" bir gole yaslanıp kazandı, Guiza gene gol kaçırdı, sertlik ve hakem gelince süt dökmüş kedi gibi olmak gene revaçtaydı, Guiza gene gol kaçırdı, Beşiktaş gene etkisizdi ve Guiza gene gol kaçırdı...

Kalan maçlara baktığımızda ilk üç arasında en avantajlı takım Fenerbahçe gibi görünüyor, belli de olmaz bu işler Güntekin Onay'ın değimiyle "Fenerbahçe'nin de fikstürü vardı hocam!"

Beşiktaş Avrupa'yı garantilemiş gibi görünse de Trabzonspor da sağlam geliyor, Mustafa Denizli "tavşan"lardan bıkarsa rahat rahat Avrupa'ya gider ama... Ama'sı var işte, kurt hoca bir türlü rahat durmuyor ki... Yine de ligin hemen hemen en centilmeni sayılabilecek bir takımı yaratmış olması güzel...

---

Kana Kan, İntikam

Galatasaray ligin birinci devresinde bir süreliğine lige havlu atarken, başlangıç süreci 1-1'lik Manisa maçı idi. İşte o maçın öznesi, iyi oynayan Manisaspor'du. Galatasaray intikamını alırken, Manisa'nın forvet hattı gene gol atamadı...

Galatasaray iyi bir oyun sergiledi, Baros golcülüğünü gösterirken sakatlığına daha fazla yanmalarına neden oluyordu Galatasaray taraftarlarınca...

"Arda olmazsa olmaz" diyenler, Baros'un oyununu görünce pişman olur mu, o bir muamma...

Manisaspor kümede kalma mücadelesi veren bir takım olarak gereğinden fazla etkisiz oynuyor. Taraftar tepkili, yönetim suskun. Hatta ikinci dönem başlangıcında aldığı Fenerbahçe - Beşiktaş - Galatasaray maçlarında 40 lira bilet fiyatı kararı sırf tribün dolsun diye 10 liraya düşürüldü Galatasaray maçında...

Manisa bu hafta Kayseri ile oynayacak, tahminimce o maçtan bir beraberlik koparırlar zira adam adama oyunda etkili bir görüntü sergiliyor Manisa, Makukula'yı iyi tutacaktır. Cangele'yi oynatmayacak ve defansta oyuna hakim olacaktır.

Galatasaray, Bursaspor karşısında etkili bir oyun sergilerse - ki ligdeki son iki maçında bu sezonun en etkisiz oyunlarını sergilediğini düşünürsek - rahat kazanacaktır. Çünkü İstanbul takımları, kritik maçları hep kazanmıştır...

---

Bencil Bir Galibiyet

Umut Bulut'un bencilliği, her şeye rağmen üç puanı getirirken Yılmaz Vural'ın deyimiyle "Türkiye'nin Barcelona'sı" Kasımpaşa şık bir oyun sergiledi, 17 pozisyonları vardı...

Trabzonspor'un da Gaziantep'ten pek bir farkı yok işin aslı, potansiyelini gösteremeyen takımlardan birisi. O kadar iyi transferleri ve ortalamanın çok üstü bir kadrosu olmasına karşın ve üstelik takımı seven bir teknik direktörleri varken böyle bir portre kimseyi şaşırtmamalı aslında. Kadronun zaman zaman ayyuka çıkan uyumsuzluğu, zayıf oyuncuların bir türlü eleminasyona tabi tutulmaması ve Umut Bulut, Engin Baytar gibi oyuncuların sorumsuz oyunları ligi daha üst sıralarda bitirebilecek bir Trabzonspor'un en önemli engelleriydi...

Maçın en önemli pozisyonu, kaleci Murat'ın da ileri açıldığı son dakika kornerini paslaşarak kullanan Kasımpaşa'nın gösterdiği tabloydu. Kasımpaşa futbol zekasıyla değil, ezbere oynuyor. Korneri kullanacak oyuncu dar kalıplara sıkıştırıldığı için düşün(e)miyor kafasını kaldırıp da kaleci Murat'ın ileride olduğunu gör(e)miyor. E ondan sonra da ligin en hızlı oyuncularından birisi olan Umut Bulut böyle depar atar işte...

Egemen gene kritik anlarda takımı sırtlanan bir görüntü sergiledi, Alanzinho çalışkan bir görüntü sergiledi, Umut Bulut saç baş yoldurdu, Teofilo "ne yaparsam olmuyor" şablonundan çıkamadı, Selçuk eski görüntüsünden uzak görünüyor... Trabzon'un kaleci Onur'u kazanması ise çok güzel. Türkiye yeni bir kaleci kazanıyor...

Kasımpaşa takım halinde çok uyumlu bir oyun sergilese de, futbol zekası kullanılması gereken pozisyonlarda bir hayli tutuk görüntüler sergiliyorlardı. Gelecek sezon da Yılmaz Vural bu takımda kalırsa, ilk altıya rahat gireceklerdir. Yarım sezonda aldıkları yol, muazzam ötesi...

---

Kayseri İlk Beşte?

Maç sonrası gelecek sezon görevi bırakacak olan Tolunay Kafkas'ın ilk beş için aday olduklarını açıklayan konuşmasını dinleyince aklıma Abdullah Avcı da geldi...

İlk beşe girmeleri mümkün mü, bakıyoruz, üç takım kafadan "üç büyükler" e bir de Bursaspor var. Eder dört. Trabzon'la aralarında üç puan fark var, İBB'nin bir puan, Eskişehirspor'un ise iki puan önündeler. İlk beş için sert mücadeleler var, şikesiz temiz bir son dört hafta olsun da, kim beşinci sırada olursa olsun!

Maçta "genç" oyuncu Eren'in güzel oyunu öne çıktı. Zaten bir gol attı bir de vurduğu top Diallo'ya çarpıp gol oldu. Onun dışında tutuk bir oyun içindelerdi, bunun en önemli faktörü karşılarındaki takımın zaten küme düşmeye aday bir takım olması olabilir mi, bilmiyorum. Tolunay Kafkas "bırakacağım" dediğinden beri bir gerileme içindeler oyun bazında...

Diyarbakırspor etkisiz ötesi bir oyun içindeler. Bu hafta Ankaraspor karşısında alacakları hükmen galibiyet bile onları kümede tutmayabilir... Son iki hafta insan üstü bir oyun sergilemeleri lazım...

Kayserispor ilk beşe girer mi, bana sorarsanız sekizinci sıradaki Eskişehir'in bile daha fazla şansı var. Ama iyi oynuyorlar, özellikle maçlarda bir dönem - 15'er 20'şer dakikalık periyotlarda - oyuna hakimiyetlerini iyi koyuyorlar. O hakimiyetler sayesinde maçları kazanıyorlar zaten...

---

5'te 5 Olmadı, İlk Beş Hayal (mi)

Dörtte dört yaparak gözünü beşinciliğe diken İBB, Gençlerbirliği karşısında haddinden fazla silik bir oyun sergilerken, Gençlerbirliği Bursaspor karşısında oynayamadığı futbolu İBB karşısında oynadı.

İBB hep geri düşüp kazanırken, bu hafta 10. dakikada son haftaların golcüsü Tevfik Köse'nin attığı golle öne geçti ancak devre 1-1 biterken son on dakikada atılan iki gol, İBB'yi bir puandan da etti...

Mustafa Pektemek, attığı iki golle maça damgasını vurdu, üç puanda aslan payını kaptı. Gençlerbirliği etkili bir oyun gösterdi, İBB karşısında yapılması gereken her şeyi yaptılar...

İBB geçen yıl da son altı maçın beşini kazanmıştı, bu yıl da öyle olabilir, kalan dört maçından rahat iki galibiyet alır. Ama bu onları beşinciliğe taşır mı, hayır. Demek ki son haftalara girmeden gerekli galibiyetler alınmalı ki bir anlamı olsun...

Gençlerbirliği kazanabileceği kadar puan kazanıp ligi olabildiğince yukarıda bitirmek istiyor, fazla iddialı bir takım değil, ama bu gelecek yıl da böyle olacaklarını göstermez. Transfere ceketli adamlardan ziyade Thomas Doll el atarsa gelecek yıl ilk dört için kapışacak takım sayısı çoğalacaktır...

---

Hüsran Denizi

Denizlispor puan kaybetmemesi gereken haftalarda itinayla puanları saçmaya devam ediyor. Antalyaspor'da Necati Ateş gerektiğinde sorumluluk alıyor ancak gerekmediğinde sadece sahada geziniyor... Maç sonrasında yapılan açıklamalara bakarsak gelecek sezonu inşaa etmeye başlamışlar, umarım çürük elmaları da temizlerler ve orta sıra takımı olmaktan çıkarlar.

Denizlispor'un işi, cidden, mucizelere kaldı. Küme düşme hattının altı puan gerisine düştüler, Sivas'ın bay geçtiği hafta kazansalar her şey daha kolay olabilirdi ama... Yıllardır şansa düşmedikleri ligden bu sezon şanssız bir şekilde düşecekler sanırım...

Youla, Angelov, Ahmet Cebe gibi ortalama üstü forvet hattı bu hale nasıl gelir, anlamak doğrusu pek mümkün değil. CM gibi bilgisayar oyunlarının favori oyuncularından Ahmet Cebe ilk defa kendisini er meydanına çıkartması gereken sezonda sorumluluktan kaçıp düşüşün mimarlarından oldu. Tebrik etmek lazım aslında...

Antalyaspor'un kadrosu kötü, cidden kötü. Sönük yıldızlardan bir galaksi yaratamazsınız. Gelecek sezon alt yapıya yönelip üç - dört sezonluk yatırım yapmalılar. Madem başlarında güvendikleri Şifo Mehmet gibi bir isim var, planlamayı tamamen ona bıraksınlar. Ki Türk teknik direktörler de sorumluluk alsın ve bir daha Dünya Kupası'nı kaçırmayalım... "Ne alaka" diyenler olacaktır, dört sene sonra beni anlayacaklar...

---

Yabancılık Çekmemek

Vittek, Sapara ve Geremi'nin attığı gollerle Es-Es'i 3-1 devirirken Ankaragücü son dört - beş haftaya zıt oyuna hakim bir görüntü sergiledi. EsEs'li bazı bloggerlardan okuduğum kadarıyla oyuncular taraftara pek ilgi göstermemiş, maçta golünü atan Adem Sarı ve bir kaç iyi oynayan oyuncu hariç taraftarın yanına giden pek yokmuş... Nedeni ne, merak ediyorum doğrusu...

Taraftarın izleyemediği maçlardan birisi daha bu arada, TFF'nin bu uygulamasını anlamak pek mümkün değil... Oyuncuların ve teknik heyetin can güvenliğini nasıl garantiye alıyorlar merak ediyorum...

Çok meraklara gebe bir maçtı bu doğrusu... Geremi'nin Gençlerbirliği kariyerinde gol attığı maçlarda gol atan oyuncular Türkiye futbol sahnesinden erken silinip gitti, bu şanssızlık Vittek ve Sapara'yı da yakalayacak mı, merak ediyorum...

Ve bir de, gelecek sezonu merak ediyorum. Bu balık galibiyetin bedelini Eskişehirsporlu oyuncular nasıl ödeyecek? Ankaragücü gelecek sezon da Eskişehirspor'u yenebilecek mi?

Ahmet Gökçek, kaybettiği maçlardan sonra bas bas bağırırken kazandığı maçlarda neden ortada gözükmüyor, onu da merak etmiyor değilim...

Bir de, bu hafta Denizlispor maçında ne kadar etkili bir oyun izleyeceğiz Ankaragücü'nden, onu da merak ediyorum...

~~~

Gelelim haftanın "şey"lerine...

... takımı | Galatasaray: Tüm medyanın "şampiyonluk mucizelere kaldı", "Rijkaard şöyle, böyle" tarzında yazıp çizdiği bir takım olarak zirveye tutunmak zor iş. "Galatasaray'ın adının olduğu her yerde umut vardır" sözü, bu günler için...

... oyuncusu | Volkan Şen: İki kritik golle liderliği perçinleten Volkan Şen, başka formalardaki "abi"lerine örnek olmalı. Sorumluluktan kaçmayan bu genci İstanbul çelmemeli...

... balonu | Fenerbahçe Spor Kulübü: Bir kez daha futbol severlerin göz zevkine tecavüz ettiler, takımcak. Sahadaki Emre, Baroni, Volkan, Bilica gibi oyuncuların kulübe temsilcisi Daum olunca bize de "Ne işin var orada Aykut Kocaman" demek düşüyor...

... maçı | Fenerbahçe 1 - Beşiktaş 0: Fenerbahçe gene uzaktan attığı golle maçı kazanırken, maç boyunca yapmadığı çirkeflik kalmadı. Beşiktaş ise muhtemelen başlarındaki Mustafa Denizli'ye hürmeten pek karşılık vermedi. Kazanan Beşiktaş olmalı!

0 [ YORUM YAZ ]: