Oktay Ruhu! 3-2


Gerilim milli maçlarımızın türü oldu artık şöle uzanalım keyif ile maçımızı izleyelim yok anam. Heyecandan çay içemiyorsun, bardağı elime alırsam uğursuzluk olur belki, çay sehpada dursun ve soğusun :)) Takıma bi değinirsek eğer  çok gelecek vaat eden bir futbol sergilemediğini görürüz. Nedir bizim ekmeğimiz 'gaz'.  Pata küte dünya yada avrupa şampiyonalarına katılabilirsek katılacağız. Şampiyonalarda da yakalanan serilere bağlı olarak şans faktörleri ile bir üst turlara çıkabilirsek koy sepete. He sonra bizi kim hatırlar hiç kimse, peki bizim geçmişimiz başarılarla dolu mu yooo. O zaman devam sorun yok gerilim yaşamaktan. Bir nevi iç telkin bizimkisi. Rıdvan kedi olalı bi fare tuttu ve maç esnasında şöle dedi; ' biz kırk yıldır korkarak oynadık ercan'. Aynen öle Rıdvan, biz neydik ki ne istiyoruz? Ama aynı Rıdvan dün ntvspor'da Belçika kim diyordu, bu nasıl bir ironiyse artık onu da Rıdvan'a sorun. Doğrusu hemen gitti. Ama biz kendi doğrumuzu alalım evet biz buyuz, bir ekol değiliz futbolda. Yeni yeni kendimize güveni gelen bir ülkeyiz. Ne zaman duygusallıkları, göstermelik milliyetçilikleri bir kenara bırakıp profesyonelliğe adapte edebilirsek kendimizi işte o zaman meyvelerini toplarız. Tıpkı basketbolda ki gibi. Öyle bir kendinden emin olacaksın ki bunu beyin de idrak edecek.  Şimdi nasıl herkes basketbolda A millilere güvenebiliyor ama futbolun A millileri güven vermiyor.   Yarın Slovenya ile oynanacak maçta olurda yenililirsek bile bir mücadele bir kendinden eminlik izleyeceksiniz. Peki bu özgüven nereden geldi?  gençlere yatırımdan. Ömer Aşık, Semih Erden, Sinan Güler, Ersan İlyasova bu saydıklarım geçen sene Avrupa şampiyonasında elenmekten korkulmadan sürüldü maçlara. Gelecek 10 yıl için bir yıl feda edilebilirdi. Bu yazıyı okuyanlar arasında ''günü kurtarıcılardan'' kimse var mı?

0 [ YORUM YAZ ]: