Toplumsal gerçekçilik?


    Toplumu irdelemek, onu yeniden tanımlamak olmasa da onun en azından olması gerektiğinden daha farklı olduğunu gösterme açısından kaçınılmaz bir gereklilik adeta.

     Diğer yandan toplum içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulabilir özelliği olmayan trajik bir biçim olarak da dikkat çekiciydi. İşte tamda bu noktada karşımıza tanrının gözünde ahmak olan kişiler çıkar. Çok uzun zamandır tümüyle mahvolmuştur, inandığı her şeyin aslında her gün değişen gölgeler olduğunu fark edemeyecek kadar zeka kıtlığı çekiyordur. Geçen her gün başlangıcına dönen bu yeni tur hayatta amaçlarından çok hevesleriyle yaşarlar. Zihinsel bir hedeften tümüyle habersiz bu büyük kitle olurda bir gün bilgeliğe ulaşır mi ?.




     Tanrının ilk emri okuydu. Ama ona rağmen bu keskin ifade ümmi Arap toplumu üzerinde ciddi bir etki bırakmıyordu. Sürekli olarak başkalarından duyma alışkanlığı böylece dinsel içgüdü olarak nesilden nesile aktarılıp günümüze kadar gelecekti. Niteliği asla zihne taşınmayan bu yeni insan tanımı bu kıtada dehşet verici sonuçlara neden olduğunda bile bu noktaya asla kafa yorma gereği hissetmeyecekti.

Ömer Keskin foto bobiler

0 [ YORUM YAZ ]: