Hamburg maçı öncesi kötü haber geldi, Arda yok. Sanki hep iyi haberler alıyormuşuz gibi bir bu eksikti. Şimdi hayır kısmına bakalım; belki böylesi daha hayırlı oldu. Arda trabzonda çok yıprandı. Tamam Arda o inanılmaz crosiver hareketleri bir tarafa, topu saklıyor, takımı rahatlatıyor  ama kafa olarak da yorgun. Lincoln artık ne kadar ihtiyacımız olduğunu kendisine daha iyi anlayacağını umuyorum şu saatten sonra. İyimser düşünüyorum sürekli fakat  en kötüsüne de hazırlayalım kendimizi. Şunu kesinlikle düşünmüyorum, hamburg tahmin edildiği kadar Ali sami yende bizi zorlayamayabilir. Ama şans ve sihir faktörü  onlara geçerse, iyi gitmezse yarın ki futbol dialektiği hüsranları oynarmıyız bilmiyorum. Birde kadıköy önemliliğinin stresi cabası. Bir şeyi ne kadar çok istersen genellikle düzen terse işler. Ben yine de pozitif düşüneyim ve Baros'un da artık takımı sırtlamaya başlaması ve benimsemesiyle, Kewel'ın da aynı şekilde harfi harfine aynı  bu görevleri üstlenmesi biraz bize iyimser durabilir. Fakat içimde kötü bir his var. Çünkü büyü bozuluyor. Birçok gazete ve televizyon programında 200o de ki uefa finaline gidişteki benzerliklerden bahsediliyor, en son olarak ta eski başkan Canaydın bundan bahsetti. Ve benim içimde de bu uğurların akibetinden ve artık işin büyüsünün bozulduğundan dolayı içimde kötü bir his var. Ben yanılmak istiyorum. Rüya devam etsin futbol tanrısı...