derbi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
derbi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ön izleme. 1-0


Takımda yenilmiş zaten. Ben bu takımı napıım şimdi.  Fener sendromunu yılda minimum 2 sefer yaşıyorduk istikrarlı bir şekilde. Şimdi yaz aylarından alıştırıyor olsalar gerek. Ne diyeyim belki sezondaki mağlubiyetlerde daha metanetli olmamıza yarayabilir bu ön izleme. Abilerimize teşekkür o zaman..

Dersimiz Fenerbahçe taraftarı



Yarın derbi var. Şimdi derbi sonrası karşılaşacağımız Fenerbahçe taraftarlarının birgün önce hazırlayıp bize sunacakları kalıp tepkileri önerelim kendilerine..


Galatasaray Fenerbahçe'yi yendi diyelim;
Fb taraftarının, bu olasılıkta verebileceği en münasip tepki örneği: ''Bizi ancak hazırlık maçlarında yenersiniz zaten..''

Maç berabere biterse;
Fb taraftarının, bu olasılıkta verebileceği en münasip tepki örneği: ''Hazırlık maçı diye pek kasmadık, sezon öncesi idare edin..''

Galatasaray Fenerbahçe'ye yenilirse;
Fb taraftarının, bu olasılıkta verebileceği en münasip tepki örneği: ''Hazırlık maçında dahi zırnık yok size ..''



Boşuna yorulmayın diye, bizden daha yaratıcı olamayacağınızdan değil :)

Galatasaray-0-1-Fenerbahçe.


Tarihe not: Galatasatay'ın 2009-2010 sezonunda ligden koptuğu, 2010-2011 sezonu Uefa Avrupa Ligi'ne gidebilme hesaplarının başladığı maç oldu.

Beşiktaş-1-1-Galatasaray. [Analiz]

Tamam şöyle bir baktığımızda bu maçta futbolumuz açısından kötü bir görüntü yoktu. Keita, Arda, Elano, Neill topu tutarak oyuna hakim olmamızı sağladılar. Beklerde yine sorun yaşadık. Hakan hala hazır gibi değil, eski performansına yetişmedi, Uğur da elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor ama olmayınca olmuyor.
Her zaman herkes ''Derbilerde farklı bir motivasyon olur'' der. Klişedir bu. Ama doğrudur. Dün sahada uzun zamandan sonra orta sahada paslaşan, top rakipteyken ısrarla basan, kazanmak için savaşan bir Galatasaray vardı. Perşembe günü Atletico maçında böyle değildi mesela, derbinin motivasyonu burada kendini gösteriyor.
Ayrıca Rijkaard'ın ortada Barış solda Caner tercihlerini destekliyorum. Bu maç Mustafa Sarp'tan ziyade Barış'ın maçıydı. Soldaki Gio içinse hiçbir şey demek istemiyorum, zaten çok şey dedim, adamın Galatasaray forması altında ortası yok, umarım zamanla düzelir.
Derbilerin kaderini daha çok yerli futbolcular belirler. O motivasyonu daha iyi yaşarlar çünkü. Hatırlatyın Kadıköy deplasmanından son puanımızı on bir tane yerli futbolcuyla başladığımız maçta almıştık.
Servet'in neden kesildiğini anlamak güç değil. Emre Güngör yıllardır takımdan kopuktu, şanssızlıklıklar, sakatlıklar, önündeki Servet ve Emre Aşık vs. futbolu unutmuştu adeta, Rijkaard geldi ve takıma tekrardan entegre oldu. İyi de oynuyor, hırslı da, Emre Güngör'ün güzel bir hamle olduğunu düşünüyorum, oraya bir transfer yapmak yerine eldeki kaynakları iyi bir şekilde değerlendiriyoruz. Ama Gökhan Zan'ın tekrar ayağa kalkıp bu takıma döneceğini düşünmüyorum.
Zorunlu değişikliğimiz büyük bir şanssızlıktı. Hem Arda'dan olduk hem de oyuna giren Gio kötüydü. Diğer değişiklikleri de anlayamadım açıkçası, Mustafa Sarp'ın yapacağı tek iş ortada basmaktı ama Elano zaten Mustafa'nın yapacağı işi yapıyordu. Üstelik pas trafiğini yönlendiriyordu, topu ileri taşıyordu, bunun gibi güzel katkıları vardı. Caner-Jo değişikliği ise olumlu bir değişiklikti gözümde.
Biz kötü oynamadık ama Beşiktaş da iyiydi. Çok pozisyonda beni korkuttu. Franco'nun çıkardığı top neydi abi öyle, Tanrı'nın avucu.
Beşiktaş'ın golü olabildiğine saçmasapandı, sanırım orda bir haftadır bahsedilen ''Aklın Atletico maçında olması'' durumu vardı. Ama haksız bir olduğunu düşünmüyorum, Beşiktaş yükleniyordu, çizgiden çıkan, direğe çarpan topları vardı. Sezar'ın hakkı Sezar'a.
Çarşı grubu legalize edilmiş bir suç örgütüdür. Kimsenin Çarşı için savunacak bir şeyi olamaz. Maçı izlediğim mekan üçe bölünmüştü mesela, Galatasaraylılar-Beşiktaşlılar-Çarşı.
Keita'nın İbrahim Üzülmez'e bir hareketi varmış sanırım, ben onu görmedim ama belki doğrudur, olabilir. Fakat maçın geneline baktığımızda Beşiktaşlıların da bize olmayacak hareketleri oldu, verilmeyen penaltımız, çıkmayan kartlar vardı. Beşiktaş'ın hakeme yaslanması çok yalnış.
Maçtan sonra liderliğin elden gittiğini düşündüm ama belki de bugün ilk defa son dakikalar Fenerbahçe'nin rakibinden, bizden yana oldu. Bursa son dakikalarda bulduğu iki golle Fener'i mağlup etti ve biz koltuğumuzu perçinlemiş olduk, arada iki fark kaldı, o farkla çok iyi oldu yani.
Artık önümüzde zor bir Atletico maçı var. Ona konsantre olmamız gerek. Ama ben diyorum ki biz avantajımızı devam ettirip bu turu geçersek, o güvenle ve iyileşen sakatlarımızla bu sezon bu Avrupa'da ilerleriz.

Önümüzdeki maçlara bakıcaz, sevgiler.

DERBİ BİTTİ, ŞİMDİ BARCELONA SİVAS'A MI GİDECEK?


   Derbi kan revan. Rezillik diz boyunu çoktan geçti. Zaten oturaklıca düşünüldüğünde kim yenmeyi hakediyordu ki, bu maç için konuşmuyorum. İki takımında ''Türkiye'nin en tepesindeki iki takımından bahsediyoruz bide'' şu halleriyle, şu sıralamadan daha iyi bir durumu fizik kuralları bile istemiyordu. Maçta ki vatan millet sakarya hallerine gelince; sinirler gerilmiş ok! duygu patlaması yaşıyorsunuz ok! ligten koptunuz, şampiyonlar ligide hayal,prim yapamayacaksınız, bunlarda aklınıza geldi iyice gerildiniz futbolcular buda ok! peki siz milli takımda oynuyormusunuz yes! euro 2008 de yarı finalde biz sizleri birlik halde yan yana seyretmedik mi yes! peki biz sizi samimi ve kenetlenmiş bir şekilde milli takımda oynuyor görebilecekmiyiz artık no! milli takımda takım ayrımcılığı, gruplaşma yerine sizin milli takımda içten arkadaşlıklarınızı maalesef no! 
 Maç sonu  ise volkan yine bildiğimiz gibi.  Lise yılları akıllarına gelmiş milli oyuncular atta kalmamak adına ''ben sahada neysem dışarda da oyum'' ,  ''abi çekenler  bize ana avrat sövüyor'' gibi cahil  eğitimsiz laflar ağızlarından düşmüyor. Fiyakalı laf atmak elbette güzel ve etkileyici bir şeydir ( kimilerine göre)  fakat biraz sağına soluna bakıp irdeleyince lafların çoğunun boş, anlamsız ve yararsız olduğunu görürüz. Fakat eğitimli, eğitimsiz, zengin, fakir, cahil, profesör  milyonların günler haftalar öncesinden bu maçlara kafa yorduğunu ve bütün dikkatlerin kendilerinde olduğu bu futbolcu şahısları neden biraz kendilerini geliştirip sorumluluk almazlar. Milyonlara arkadaşlarını provoke ederler, suçlarlar, zor durumda bırakırlar. İnsanları dört ayaklılardan ayırt eden irade bu canım futbolcularda yok mu? Düşünceden eyleme dünüştürmek konusunda bu kadar hızlı reaksiyon göstereceklerine, biraz sağduyuyu örnek almalılar ya. Ya daha ne diyim yani. Şimdi gerçekten daha gerçek bir durum var, bir türlü kendimize inandıramıyorduk. Sivas şampiyon olur yada olmaz o ayrı konuda gerçek şu; abi Barcelona, ManU, Real Madrid  Liverpool... bunlar Sivas'ın yolunu tuttular bile!!!! 

ZIT KARDEŞLERİN KADERLERİ İLE İMTİHANI!


  Bu pazar malum derbi müsabakası var.  Herkes istatistiki ve form durumları ile ilgili teoriler geliştiredursun farklı bir perspektiften yararlanacağım şimdi. Galatasaray ile Fenerbahçe  zaten bu  sene aynı seviyelerde saçmalayıp durdular. Benzerlikleri Şampiyonlar ligi ön elemesinden itibaren başladı. Galatasaray Steau Bükreş ile 2-0 dan 2-2 yi bulurken aynı durum Partizan da da aynı işleyiş ve  skor ile tekrarlandı. Ve zaten ligte de birbirlerine nazire yaparcasına bu durum sürdü ve bu güne geldik.  İki takımda zaten şu an aynı puandalar. Tıpkı şampiyonluk sayıları gibi(17 'şer). Kendi kaderlerini tayin etmemek konusunda bir hayli ısrarcılar. Ne kadar çıkarlarını algılama biçimlerini farklılaştırarak çıksalarda bu maça ve bu kadar ilgi atfedilmesine rağmen yakışmazlarsa bunca beklentiye vay bizim zıt kardeşlerimize vay.. Ve nitekim bir gala beklentisi içinde ki biz futbolseverlere bu seneki alışılagelmiş hayal kırıklıklarını tekrarlarlarsa ve maç berabere biterse Rıdvan'ın da dediği gibi masaya oturup hangi futbolcuları göndereceklerini kararlaştırmalarından başka bir beklentimiz yok bu seneden gayri. Ama gerçeğin kendisinden daha gerçek bir durum var oda Galatasaray'ın Fenerbahçe hezimetlerini tersine yazgılamaya başlayacağı. Unutulmamalıdır ki aydınlığa en yakın an karanlığa en çok yaklaşıldığı zamandır felsefesi bu teorime yatsınabilir. Galatasaray sürekli farklı yenilgiler yaşayarak Fenere karşı kötü yazgılarını bitirdi. Bir beraberlik anlaşması çıkmazsa ve ertelenmesse bu yazgı, zihnimdeki tereddütleri bir dereceye kadar silerek ayrıcada sempatizanlığımı da unutmaya çalışarak  farklı bir Galatasaray galibiyeti görebiliriz diye düşünüyorum.